- acımak
-
1́nsz1. 变味, 变质: Tereyağı bir haftada acıdı. 黄油一周就放坏了。2. 感到疼痛: Alice'in bir yeri acımamıştı. 艾丽丝一点儿也没觉得疼。Ayağı, taşa çarptığı için çok acıyor. 他的脚碰在石头上, 把他给疼坏了。3. -e 同情, 怜悯, 可怜, 感到难过: Acıyan çok ama ekmek veren yok. 怜悯者甚众, 而施舍者寥寥。Allah çocuklarımıza acısın. 让真主可怜可怜我们的孩子们吧!Herkes bu yakışıklı delikanlıya acımış. 所有的人都同情这位英俊的小伙子。4. -e 舍不得, 可惜, 心疼, 吝惜, 心软: Çantayı yitirdiğime acımam, ama içinde evrak var. 包丢了我倒不心疼, 心疼的是包里的文件。Sağlık için paraya acımam. 为了健康, 我不吝惜花钱。Onun amana geldiğini görünce bayağı acıdım. 一看他直求饶, 我的心就软了。◆ Acıyan uyumuş, acıkan uyumamış. 疼痛可忍饿难耐。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.